Oğuz CEVHER


‎Ülkemizde Kitap Okuma Alışkanlığı Ne Durumda?


‎​13-21 Aralık 2025 tarihleri arasında 42. Tüyap Kitap Fuarı'nın açılacak olması, kitapseverler için heyecan verici bir gelişme. 

‎Ancak ne yazık ki Türkiye'deki kitap okuma alışkanlığı hakkındaki veriler pek içacıcı değil.

‎Zira istatistikler, okuryazar oranımızın yüksek olmasına rağmen, kitapla kurduğumuz ilişkinin hâlâ istenilen düzeyde olmadığını gösteriyor.
 

‎​TÜİK ve Yayıncılar Birliği'nin 2024 verilerine göre, 15 yaş ve üzeri bireylerin yalnızca yüzde 27'si düzenli kitap okuyor. Bu oran, toplumun büyük bir kesiminin kitapla mesafeli olduğunu gözler önüne seriyor. Hatta bazı bağımsız araştırmalar bu oranı daha da düşürerek yüzde 4'lere çekebiliyor.

‎​Ne yazık ki, televizyon izlemeye, internete günde saatler ayrılırken, kitap okumaya ayrılan sürenin dakikalarla sınırlı kaldığı bilinen bir gerçek. Dünyadaki sıralamalara baktığımızda Türkiye, kitap okuma alışkanlığında 180 ülke arasında 86. (veya bazı raporlara göre 140.) sıralarda yer alıyor. Bir Japon yılda ortalama 25 kitap okurken, Türkiye'de bu sayının oldukça geride kaldığı belirtiliyor.

‎​Verilere göre okuma alışkanlığının yaşa göre farklılaştığını gösteriyor:

‎​En çok okuyan grubun yüzde 50,9 oranıyla 18-27 yaş aralığında olması gençlerin bu ilgisi gelecek için bir umut ışığı taşıyor.

‎​En az okuyan grup ise yüzde 14,1 ile 65 yaş ve üzeri bireyler.

‎​Tercih edilen kitap türlerine bakıldığında ise roman en çok ilgi gören tür olurken, bunu eğitim, kişisel gelişim ve tarih kitapları takip ediyor. E-ticaret platformlarındaki çocuk kitapları satışındaki yükseliş ise, çocuklara okuma sevgisini aşılamak adına umut veriyor.

‎​Ekonomik zorluklar da etken olmakta.

‎Artan kitap fiyatları, özellikle dar gelirli aileler ve gençler için kitaba erişimi zorlaştırıyor.

‎​Dijital Bağımlılık: Akıllı telefonlar, sosyal medya ve sürekli dijital içerik akışı, kitap okumaya ayrılan süreyi gasp ediyor. Teknoloji bağımlılığı, okumayı lüks veya sıkıcı bir aktivite algısına itiyor.

‎​Peki çözüm var mı?

‎​Tüyap gibi fuarlar elbette birer kitap deryası, birer kutlama alanı. Ancak bu coşkuyu tüm yıla yaymak gerekiyor. 

‎Kitap okuma alışkanlığını artırmak, sadece bireysel bir çaba değil, aynı zamanda kültürel bir seferberlik gerektiriyor. Devlet destekli kampanyalar, yayınevlerine vergi indirimleri, okullarda zorunlu ve teşvik edici "kitap saatleri" gibi adımlar elzemdir. Ayrıca, ailelerin çocuklarına kitap hediye etme ve onlara örnek olma sorumluluğu da büyük önem taşıyor.

‎Unutulmamalıdır ki; okuyan bir toplum, daha çok sorgulayan, daha çok araştıran, daha yaratıcı ve daha güçlü bir toplum haline gelir.