Başkan Cem Kara: Muratbey'de Taş Ocaklarını İstemiyoruz"

Başkan Cem Kara:  Muratbey

Çatalca Muratbey Mahallesi'nde faaliyette bulunan özel bir firmaya ait taş ocağının kapasite artırımı için hazırlanan ÇED raporu mahalle halkının görüşüne sunuldu

Çatalca Muratbey Mahallesi'nde faaliyette bulunan özel bir firmaya ait taş ocağının kapasite artırımı için hazırlanan ÇED raporu mahalle halkının görüşüne sunuldu. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara'nın da katıldığı toplantıda mahalle halkı taş ocağını mahallelerinde istemediklerini bu toplantıda dile getirirken, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara ise burada yaptığı konuşmada, Muratbey Mahalle halkının görüş ve düşüncelerini destekleyerek; Taş ocakları suya, havaya zarar verdiği gibi dinamit atımlarıyla evler çatlıyor zarar görüyor. Hatta hamile insanlarda düşük olayları yaşanmıştır” şeklinde konuşarak Muratbey halkının mahallede taş ocağı istemediğini söyledi.

ÇATALCA'NIN HİÇBİR YERİNDE TAŞ OCAĞI İSTEMİYORUZ

Çatalca Muratbey Mahallesi'nde faaliyette bulunan özel bir firmaya ait taş ocağının kapasite artırımı isteği, mahalle sakinlerinin tepkilerine neden oldu. Uzun yıllardır yanı başındaki taş ocaklarından rahatsız olduklarını ifade eden mahalleli, ayrıca kapasite artırımına gidilmesine tepki gösterdi. Muratbey Mahallesi İlkokulunun salonunda yapılan toplantıya Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara da katıldı. Başkan Cem Kara'ya bu toplantıda Başkan Yardımcısı Erhan Güzel ve İmar Müdürü Edip Üner de eşlik etti. ÇED raporu üzerine gerçekleşen toplantıda mahalle halkı ve firma yetkililerini dinleyen Belediye Başkanı Cem Kara, toplantının sonunda bir konuşma yaparak, Muratbey Mahallesi başta olmak üzere Çatalca'nın hiçbir yerinde taş ocağı istemiyoruz” dedi. Belediye Başkanı Cem Kara konuşmasına şöyle devam etti:

SU KAYNAKLARI TEHLİKE ALTINDA

Muratbey yıllardan beri bu derdi çekiyor. Ben yedi yıldır belediye başkanlığı yapıyorum İhsaniye'de de karşı durdum, Akalan'da da karşı durdum, Çakıl Kovukdere mevkiinde de karşı durdum. Bu taş ocaklarının Muratbey'de hiçbir aileye, hiçbir esnafa, hiç bir kamyoncuya faydası yoktur. Vatandaş canı nereden yanarsa onu görecek, amcam haklıdır merdiveni çökmüştür, hanımefendi haklıdır evinin duvarı çatlamıştır, çocuklarını düşüren hanımefendiler olmuştur. Yani bu böyle bizi emniyet denetliyor, jandarma denetliyor, yolu suluyoruz, asfalt yapıyoruz falan asla ve kata değildir. Buradaki bütün insanlar dinamit atımlarından da kırıcı gürültüsünde de bıkmış usanmıştır. Artık taş ocaklarının veya maden ocaklarının bu kentin yanı başında bu bölgeye verdiği zararın sonlanması gerekmektedir ve buraların rekreasyon alanı olarak ivedilikle doldurulup, ağaçlandırılacaksa ağaçlandırılması gerekir. Bu bölge su havzasıdır. Büyükçekmece Baraj Gölü hemen yanı başındadır. Su havzamız da tehdit altındadır.  Fuar festival alanları her ne yapılacaksa, ocaklar kapatılarak halkın yararına, İstanbul'un yararına yeni bir planlama ile halka kazandırılmasına, topluma kazandırılmasına ihtiyaç vardır. Bakın şimdi söylüyorum; su kaynaklarına kesinlikle zarar vermektedir. Sular kesinlikle kirletilmektedir. Kovukdereye gidelim, orada bahçıvanlıkla uğraşan çiftçilik yapan insanlarımız da vardır. Dereye verdiği zarar yer altı suyuna verdiği zarar bilimsel olarak ispat edilmiştir. Tabiat, doğa taş ocaklarından çıkan tozdan beyaza bürünmektedir, perişan haldedir. Bütün bitkiler oradan çıkan atıktan etkilenmektedir. İstanbul'un akciğeri olan bölgemizde insanlarımız bu havayı tertemiz havayı soluması gerekirken buradaki tozu toprağı solumak zorunda kalmaktadır. Tozun toprağın ciddi etkileri olmaktadır. Diğer maden ocaklarında da durum aynıdır. Denetimler sıklaştırıldığında göstermelik olarak sulama yapılmaktadır ama o sulamada sadece kendi alanları içerisindedir, hiçbir asfalt yol ilavesi yapılmamıştır. Biz istediğimiz kadar yol yapalım, istediğimiz kalınlıkta asfalt dökelim bu tonajlı araçlara bir yolun dayanması mümkün değildir. Su kaynaklarına, havaya zararı var, gürültü kirliliği var, dinamit atımlarıyla evler çatlıyor zarar görüyor. Hatta hamile insanlarda düşük olayları dahi yaşanmıştır. Devletin de özel sektörün de malzemeye ihtiyacı olabilir. İstanbul'un yanı başında bu şehre girdiğinizde bu görüntüler de yakışmamaktadır. Bu bölgede yaşayan insanlar taş ocaklarının tekrardan ruhsatlandırılmasını arzu etmemektedir. Özetle Muratbey'in görüşü ÇED raporuna olumsuzdur.” dedi.