Atatürk’e bakarken güneşe bakar gibi gözümüz kamaşırdı”

Atatürk’e bakarken güneşe bakar gibi gözümüz kamaşırdı”

Büyükçekmece Belediyesi, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası etkinlikleri düzenledi.

 

Büyükçekmece Belediyesi, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası etkinlikleri düzenledi.

Atatürk’ü gören ve bir süre birlikte zaman geçiren 96 yaşındaki Alp Özbay, 10 Kasım 1938 tarihinde Atatürk’ün cenazesine de katıldığını belirterek; “Atatürk’e bakarken güneşe bakar gibi gözleriniz kamaşırdı. Mavi gözleri pırıl pırıl bir insandı. Böyle bir insan doğmamıştır” ifadesini kullandı.   

 

Büyükçekmece Kültürpark Kurşunluhan’da Hanri Benazus arşivinden “Gülen ve Ağlayan Atatürk Fotoğrafları” sergisi ile başlayan anma etkinliklerine Atatürk’ü gören 96 yaşındaki Alp Özbay da katıldı.

 

Atatürk’ün nadir fotoğraflarının bulunduğu sergi büyük ilgi gördü

 

Büyükçekmece Belediyesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 83’üncü yıldönümünde kapsamında Atatürk Haftası Etkinlikleri düzenliyor. Etkinliklerin ilk günü olan 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde Büyükçekmece Kültürpark’ta ‘Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar’ adlı müzik dinletisi ve Hanri Benazus’un Atatürk Fotoğrafları koleksiyonundan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün nadir ve görülmemiş fotoğraflarının bulunduğu serginin açılışını Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün ve minik öğrenciler yaptı. Atatürk’ün ender ve görülmemiş 101 fotoğrafın yer aldığı “Gülen ve Ağlayan Atatürk Fotoğrafları” sergisi yediden yetmişe her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekti. Atatürk Fotoğrafları Sergisi’nin ardından Tarihçi-Yazar Sacide Bolcan ve Atatürk’ü gören 96 yaşındaki Alp Özbay’ın konuşmacı olduğu ‘Atatürk’ konulu söyleşi gerçekleşti.

 

“Hep gurur duydum”

 

Atatürk’ü Anma etkinliklerinin açılışında konuşan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyanın yetiştirmiş olduğu en büyük komutan, devlet adamı, düşünür olduğunu belirterek şunları söyledi: “Böyle bir Ata’nın torunu olmaktan son derece mutluyum. Hiçbir 10 Kasım’da üzülmedim. Hep gurur duydum. Bugün de 10 Kasım’da Ata’mızı, onun fikirlerini, inkılaplarını, söylemek istediklerini anlamak için başka özel bir gayret sarf ediyoruz. Büyükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’nün başında Kervansaray’ın içerisinde Atamızın 101 tane değişik fotoğrafı sergilendi. Bunun özelliği herkes Atamızı gülmez bilir. 101 fotoğrafın 50 tanesi hep gülen fotoğraf bakarsanız. Hanri Benazus hocanın koleksiyonun alınmış 101 fotoğraf Ata’nın çok daha değişik yüz ve mimiklerini ortaya koydu. 50 tane de gülmeyen fotoğrafı. Dolayısıyla bugün 10 Kasım’da sözlü olarak Ata’mızı anarken görsel olarak da Atamızın yüzünü görmek, gülen yüzünü görmek, düşünen devlet adamını görmek, düşünen bilim inanı anlamında yüzünü görmek bana, bize, hepimize son derece gurur vermiştir. ‘’

“Böyle bir insan doğmamıştır”

Alp Özbay Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile anılarını şu sözlerle ifade etti: ‘’Ben Atatürk’ü ve Atatürk Orman Çiftliği’nde gördüm. Onuncu Yıl İlkokulu’nu yaptırdı. Ben ilk talebelerinden biriyim. Numaram dört. Kız kardeşim rahmetlinin üç. Her akşam gelirdi. Okula uğrardı. Marmara Köşkü’ne çıkardı. Vekiller heyetini toplardı orada. Bizim Onuncu Yıl İlkokulu’na mutlak uğrardı. Ve hep nasılsınız diye sorardı. Bunu çok yerde anlattım. Bir gün nefes nefese geldim. ‘’Alp dedi ne oldu?’’. İsmen çoğumuzu bilirdi. Muazzam bir beyin vardı. Efendim nefes alamıyorum. Hemen yanımda o zaman hoca hanım diyorlardı. ‘’Hoca hanım Alp’i hekime götürün. Ben yarın akşam geleceğim. Ne gördü bana söyleyeceksiniz’’. Böyle bir anekdotu var. Her geldiğinde 5 sene okudum o ilkokulda. Güneşe bakar gibi gözünüz kamaşırdı. Mavi gözleri pırıl Pırıl bir insandı. Böyle bir insan doğmamıştır. Bunları yaşadık, gördük, feyz aldık. Ben o tarihte okulu bitirmiştim. 1938 senesinde. Atatürk’ün öldüğünü duyduk. Bütün okul çığlık çığlığa. Sabahta tren geldi İstanbul’dan. Gazi Çiftliği denilirdi o zaman Atatürk Orman Çiftliği’ne. Tren orada durdu. Biz gözyaşları içinde vagonlara koştuk. Ağladık. Çaresiz, hayatın şartları. Ankara’ya yolcu ettik. Oradan göremedik. Tren orada 5 dakika sireni çalarak durdu.’’