Tarih: 02.09.2022 09:51

Adana'da film festivali heyecanı

Facebook Twitter Linked-in

29. Adana Altın Koza Film Festivali’nde Cannes başta olmak üzere dünya festivallerinin en iyilerinden oluşan 33 filmlik seçki Kadir Beycioğlu anısına gösterilecek. Seçkide Claire Denis, Dardenne Biraderler, Cristian Mungiu, Hirokazu Koreeda gibi ustaların yanı sıra genç yeteneklerin filmleri yer alıyor.

ADANA (İGFA) - Türkiye’nin en sinemasever izleyici profillerinden birine sahip olan Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında bu yıl, 34 ülkeden 33 filmin gösterileceği, gerek kazandıkları ödüller gerek yönetmenleri açısından çarpıcı bir seçki oluşturuldu. Önde gelen festivallerden ödüllü yapımlar, usta yönetmenlerin yeni filmleri, iklim değişimi ve yoksulluk temalarının işlendiği özel seçkiler geçen yıl vefat eden Sinema Koordinatörü Kadir Beycioğlu anısına gösterime sunulacak.

Çifte Altın Palmiyeli Luc ve Jean-Pierre Dardenne Biraderler bu yıl da Cannes Film Festivali’nden eli boş dönmedi. Batı Afrikalı iki göçmenin Avrupa’da tutunmaya çalışırken kanunsuz işlere sürüklenmelerini anlattıkları Tori ve Lokita ile Cannes 75. Yıl Ödülü’nü kazandı. 

Arakçılar ile Altın Palmiye kazanan Hirokazu Koreeda, izleyicinin doğrudan yüreğine dokunan öyküleri ve kameranın varlığını unutturacak kadar pürüzsüz yönetmenliğiyle bu yıl da Cannes’ı sarstı. Terk edilen bir bebeği ona iyi bir aile bulmak için kaçıran iki erkek ve bebeğin pişman olan annesinin yasadışı çabasını anlatan Bebek Servisi, Ekümenik Jüri Ödülü’ne değer görüldü, Song Kang-ho’ya da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandırdı. 

Babası Mısırlı olan İsveçli yönetmen Tarek Saleh, öyküsü Kahire El Ezher Üniversitesi’nde geçen, ama İstanbul’da çektiği Cennetten Gelen Çocuk ile Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’nü aldı. İstihbarat örgütleriyle din adamlarının karanlık ilişkilerini konu alan film gazetecilikten belgeselciliğe geçen Saleh’in ikinci uzun metrajlı kurmacası. Mısır devrimi fonunda ülkenin kaymak tabakasını rahatsız eden bir seks işçisi cinayeti soruşturmasını konu alan ilk kurmacası Esrarengiz Cinayet / The Nile Hilton Incident ile 2017’de Sundance’te Jüri Büyük Ödülü kazanmıştı. 

İtalyan sinemasının önde gelen yönetmeni, filmlerinin çoğu Venedik’te yarışan Mario Martone ile kuşağının en beğenilen oyuncularından Pierfrancesco Favino’yu bir araya getiren Nostalgia bu yılın Altın Palmiye adayları arasında yer aldı. Martone’nin mafyaya karşı sadece kilisenin direnebildiği Napoli şehri fonunda sıradışı bir dönüş, intikam ve dostluk öyküsü anlattığı filmde Favino olağanüstü bir performans veriyor. 

Berlin Film Festivali’nde yarışan yeni Li Ruijun filmi Topraktan Toprağa da Adana’da gösterilecek. Yoksulluğa ve önyargılara direnen iki ince ruhun aşkını ve hayatı güzelleştirme çabasını eşsiz bir hümanizmayla anlatan bu trajik film, Yaz Göndönümü ve Yaşlı Eşek ile tanınan Çinli yönetmenden yeni bir mücevher. 

MR, Mungiu’nun sinemasında takdir edilen bütün özellikleri bir araya getiren ve Romanya’nın ekonomik krizle birlikte yükselen ırkçılık sorununa ayna tutan bir film. Bu yıl yitirdiğimiz sinema yazarı Murat Özer’in sevdiği yönetmenlerden olan Mungiu’nun bu filmi onun anısına gösterilecek. 

İlk ya da ikinci filmleriyle önemli ödüller kazanan, eleştirmenlerin dikkatini çeken filmler 29. Adana Altın Koza Film Festivali’nde sinemaseverlere keşif keyfi tattıracak. 

Cannes Film Festivali’nin Lise Akoka ile Romane Gueret’nin Belirli Bir Bakış bölümünün ödülünü kazanan filmi İşe Yaramazlar, güçlü ve taze sinema duygusuyla geleceğin ustalarını müjdeliyor. Felix van Groeningen filmlerinden, Yeni Ahit ve Umut Bahçesi’nden aşina olduğumuz Flaman aktör Johan Heldenbergh’in dezavantajlı bir bölgede belgesel çeken bir yönetmeni canlandırdığı film sosyal gerçekçi yaklaşımını mizahla harmanlıyor. 

Bu yıl Cannes’da en iyi ilk filme verilen Altın Kamera ödülünü kazanan Kelebek Görüşü bir Ukrayna yapımı ve kaçınılmaz olarak savaştan bir kesit sunuyor. Yönetmen Maksym Nakonechnyi’nin Iryna Tsilyk ile birlikte yazdığı senaryo iki ay Donbas’ta esir tutulduktan sonra salıverilen hava keşif uzmanı Lilya’nın yaşadığı travmayı ve genel olarak kirli savaşı kadın bakış açısından aktarıyor.

29. Festival programında, komedi denemese de mizah içeren yapımlar, savaşlardan vahşi kapitalizme her tür sömürü ve şiddeti ele alan filmler arasında izleyicilere nefes aldıracak.  Kariyerini daha çok televizyon çalışmaları üzerine kuran Polonyalı yönetmen Anna Kazejak, sinemada da iddialı: Kahrolası Bornholm’de bir tatilde yaşanan aile krizini hem olanca dramatik ağırlığıyla ele alıyor hem izleyiciyi mizahla rahatlatıyor. İnsan psikolojisine kadın erkek ilişkileri, bastırılan arzular, evlilik, çocuk sahibi olmak, hatta tatil yapmak üzerinden ironik ve Freudyen yaklaşımıyla izleyiciye keyifli zaman geçirtecek, Kahrolası Bornholm.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —